Kadim bir medeniyetin varisi olan bizler çok zengin bir kültürel mirasa sahip olarak gözlerimizi açtık. Günümüze bunları taşımış her bir kişinin bu başarısın arkasında büyük ve ulvi amaçlarla temellenmiş bir çabayı göreceğiz. Hiçbiri daha fazla insan tarafından takip edilmek veya onaylanmak için yapmadı. Ünlü olmak veya sosyal medya fenomeni olmak gibi boş bir hedef peşinde koşmadılar. Kilitlendikleri hedef, ortaya bir değer koymaktı. Çünkü değerli olan harcanırken bile heba edilmez. Anılar ve emekler gelir gözlerin önüne...
İnsanlar yoklukta kazandıklarını refah içinde, rahatlıkta kaybederler diye okumuştum bir yerde. Bu sebeple, her biri emek yumağı olan bu emanete dokunurken de bir o kadar değer bilmeli. Buna karşın, tüm bu mirasın üstünde fütursuzca tepinen birileri sürekli karşımıza çıkıyor. Bulunulan konumu bir adım öteye taşıyacak o hasletlerden nasibini almamışlar hep olacak.
İnsanoğlu bu dünyaya başıboş bırakılsın diye gönderilmedi. Keza başıboşluk ve vasıfsızlık hiçbir zaman şimdiki kadar özenilecek bir seviyede olmadı. Sırf ünlü olmak uğruna, insanlık onurunu, haysiyetini tek çırpıda atanları, mahremiyeti yerle bir edenleri çok daha fazla görmeye başladık. 3-5 beğeni veya takipçi kazanma uğruna tüm izzet ve onurunu ayaklar altına alanların sayısı her geçen gün artıyor.
Tarihte hiçbir zaman bilinçli insanların sayısı bilinçsiz insanlardan fazla olmadı. Bu gerçeği göz önünde bulundurduğumuzda toplumda yaygınlaşan bir durumun ilk alıcısının hangi bilinç seviyesindeki bireyler olacağı daha net anlaşılacaktır. Hasılı, hiçbir vasfı olmadığı halde dönemin sunduğu imkanlar ve araçlar ile bir şeyleri başardığı yanılgısına kaplanlar tüm ukalalıklarıyla karşımıza dikiliyorlar. Bunlar arttıkça bugünkü tatsız manzaralar ile karşı karşıya kaldık. Elimizi sallasak sosyal medyadaki takipçi sayısınca saygınlık bekleyenlere çarpıyoruz.
Göbeğini sallamaktan başka bir vasfı olmayanların, kamera görünce dikkat çekmek için kılıktan kılığa girenlerin heba ettikleri, sadece kendi değersiz yaşamları olmayacak. Neslimizi, geleceğimizi tehdit ediyorlar. Herhangi bir insanın hayatına hiçbir şeyi katamayacak, anlamlı ve değerli üç beş cümleyi bir araya getiremeyecek vasıfsızlar tadımızı kaçırıyor... Bu güruhun bir araya geldikleri ortamların seviyesi aşikâr. Her bilinçli insana düşen çocuklarımızı gençlerimizi ve en nihayetinde geleceğimizi bu ortam ve heveslerden korumak.
Tarih, Aziz Sancarların, Farabilerin, Birunilerin, İbn-i Sinaların, Gazalilerin de üstüne toprak attı. Göbek sallayarak, anlamsız hareketler yaparak, anlamsız sesler çıkararak tanınanların da üstüne toprak atacak. Kimileri asırlara adını altın harflerle yazdırıyor. Kimileri de toprak altındaki bir çöp gibi fosil, doğal bir gübre olmaktan öteye gidemeyecek. Ne yazık ki toplum olarak hangilerine daha büyük teveccüh gösterdiğimiz ortada…
Elhasıl, bizlerin bu tehlike karşısında belli bazı yükümlülükleri var:
Eşrefi mahluk olduğumuzu hatırlayıp yaratılış gayemizi tekrardan gözden geçirmek. İşte o zaman insanlığa yeni bir soluk katmış oluruz.
Vesselam…