“Bildikleriyle amel edene bilmedikleri öğretilir.” Hadis-i Şerifi ile çıkalım yolculuğumuza.
Bugün her birimizin hayatında yaşaması gereken bu anahtar cümle en çarpıcı hali ile şu an tüm insanlığın karşısında. Tarihin son dönemlerinde İslam ile terörizm aynı kefeye konulmaya çalışıldı. Zihinler bu şekilde işgal edildi.
Bugün minicik Gazze tek başına bu yanlışı değiştirmenin kapısını insanlığa araladı. Yazılan çizilen ve yıllarca ilmek ilmek işlenerek dünyaya servis edilenin aslında İslam değil, İslam düşmanlığı olduğunu tek başına gösterdi ve hala gösteriyor. Gazze, samimiyet ile İhlas ile ve en önemlisi olması gerektiği gibi yaşayarak nefes almanın ve hatta can vermenin bile bir tebliğ olduğunu bizlere öğretti. Milyonlarca İslam topluluğunun, mesailer harcayarak yapamadığını bedel ödeyerek gösterdi.
Hep anlatılan bir İslam yaşantısı vardı. Şehitlik mefhumu vardı. Bunların hepsi için yorumlar yapıldı bir şeyler söyledi; ama bugün onurlu Gazze Halkı bunların ne olduğunu tüm dünyaya gösteriyor. Bundandır ki insanlık coşku ile İslam’a koşuyor. Ameller dünyadaki tüm süslü sözleri susturur, önemini kaybettirir. Bizler de hayatımızda kendimizi bu süzgeçten geçirebiliriz. Yüklendiğimiz misyon, verdiğimiz mesajlar kendimizde filizlenmeden başka topraklarda hayat bulamaz. Bugün, onurlu Filistin Halkı, İslam ahlakını sessiz sakin bir gül bahçesi gibi tüm dünyaya gösterdi... Yaşanan acılar kadar gösterilen ahlak da gerçekti...
Bugün her birimiz tarihi bir kırılma noktasından geçiyoruz. Zahiren acı görünen bu yaşananlar kimine Hz. İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca gibi olmayı, kimine mücadele etmeyi ve kimine de ne yazık ki pişmanlıklar ile bakacağı bir geçmişi hatırlamayı miras bırakacak. İnsanlığını kaybetmemişlerin haykırışları ve çırpınışları tüm dünyayı sarıyor. Bu yaşanan zulümler artık çok şeye gebe. Asırlardır Mahzun İslam, yeniden dirilişini tüm dünyaya haykırıyor. Bugün dökülen her damla kan adeta gökyüzüne bir rahmet olarak yükseliyor. Vicdanını kaybetmemiş, kalpleri körelmemiş, gözleri perdelenmemiş insanlık, bu rahmetten payına düşeni alıyor. İnsanlık İslam'la birlikte diriliyor. Bu rahmete kollarını açıp kendini bırakan insanların dışında kalanlar Aliya İzzetbegoviç’in şu sözünü hatırlatıyor:
“Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” Bu zulüm daha ne kadar sürer bilinmez ama sonunda mutlak zafer artık kaçınılmaz.
Bilge Kral Aliya'nın sözüne farklı bir yerden bakarak bugün mazlumların yanında olmayanlar belki de tarihi bir zaferin yaşanacağı bu süreçte yer alamamanın vicdan azabını hep yaşayacaktır. Domino etkisi mi denir Kelebek Etkisi mi tartışıladursun. Bilinen bir gerçek var ki günahsız mazlumların, şehitlerin kanlarından doğan nurun tüm dünyaya oluk oluk yayılıyor.Bu rahmet yağarken bundan sadece nasiplenmek istiyor olmakla yetinemeyiz. Bu rahmete kollarımızı açmak Zorundayız!
Nasıl mı? Acizlerin yaptığı gibi bahanelere sığınarak, sadece birilerini suçlayarak değil; her şeyi bir yana bırakarak ben, ben olarak sen, sen olarak ne yaptığımızı gözden geçirerek. İnanç fark etmeksizin tüm dünyada vicdan sahibi, merhamet sahibi insanların neler yaptığını en azından izleyip uygulayarak. Her şeye rağmen en azından boykota devam ederek. Boykot seni ilgilendirmiyorsa iki yorum yapılabir: Ya can veren masum insanların, bebeklerin görüntüsü bile vicdanını harekete geçirmiyordur ya da çok daha kötüsü, bu katliamın ortağısın. Her halükârda acınası bir durum. Seçim özgürlüğü burada başlıyor.
Bunun yanında, dünyada bunlar yaşanırken sadece suçlayıcı ifadeler sarf edip, kendi konfor alanından taviz vermeden yaşamaya devam eden insanlar için tam bu noktada zihnimize bir çivi gibi çakılacak, tüyleri diken diken eden bu ayet insanlığa haykırıyor:
“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.”
Hud süresi 113.
Vesselam