Kıymetli Okurlarım, bir takım ancak bu kadar beceriksiz olabilir!
Sen, Iğdırspor’la deplasmanda oynuyorsun ve düşme hattındaki rakibin bu kadar kötü futbol oynuyor. Sen, 2-0 öne geçiyorsun ve bu skoru koruyamıyorsun. Üstelik, üç tane yüzde yüz gol pozisyonuna girip, ne yazık ki atamıyorsun. Yazıklar olsun sana, Şanlıurfaspor! Yazıklar olsun!
İlk yarıda, her iki takım da heyecansız, zevksiz ve futbol adına hiçbir şey sergilemedi.
Yani, "alan razı, satan razı" cinsinden bir ilk yarı seyrettik. Ta ki 42. dakikada ani gelişen bir Şanlıurfaspor atağında, Sambou topu kalecinin solundan filelere gönderene kadar… İlk yarıyı 1-0 önde kapatarak soyunma odasına gittiler.
İkinci yarı, biraz daha atak ve gol atmak isteyen bir Şanlıurfaspor vardı. Tabii, buna Iğdırspor'un hataları ve kötü futbolu eklenince, Şanlıurfaspor 60. dakikada yine ani gelişen bir atak sonucu Ogundu ile durumu 2-0 yaptı ve biraz daha rahat oynamaya başladı. Tabii biz, bu skora sevinirken ve gol üstüne gol kaçırma yarışına girdik. Üç tane yüzde yüzlük pozisyonda topu kaleciye teslim ettik. 75. dakikada ani gelişen bir Iğdırspor atağında, Ahmet Engin kafa golü ile durumu 2-1 yaptı. Iğdırspor, bu golden sonra coşmaya başladı; Urfaspor ise gol kaçırmaya devam etti.90+14 dakikada gelişen bir Iğdırspor atağında, kalemizde yaşanan karambolde topun elle temas ettiği gerekçesiyle VAR kayıtları sonucu verilen penaltı ile Bruno, durumu 2-2 yaptı. Bu arada, Kemal Kılıç hocamız da kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
Yani kıymetli spor sever dostlarım, anlayacağınız, biz bu takımı bir daha böyle zor buluruz. Eğer bu durumda da yenemiyorsak, yazıklar olsun bizim takıma diyorum! Geçen hafta kendi sahamızda, altımızda bulunan Adanaspor'a 2-1 mağlup oluyorsun. Hiç olmazsa bu Iğdırspor maçını kazan, kendini affettir. Ama nerede! Şimdi, bu beraberlikten sonra, önümüzdeki hafta kendi sahamızda oynayacağımız maçı kaybedersek, mucizeler de bizi kurtaramaz, benden söylemesi… Dua edin ki, haftaya oynayacağımız Erokspor maçını en azından kazanalım; yoksa hepiniz gidin, kendinizi Baraj Gölü'ne atın, biz de kurtulalım, siz de kurtulun!
Bir de çok önemli bir konuya değinmek istiyorum:
Maçtan önce ve sonra, Şanlıurfaspor takımının kaldığı otelin önünde, Iğdırspor taraftarlarının yaptığı terbiyesizlik anlatılır gibi değildi.
Adamlar, sanki savaşa gelmiş gibi elleri sopalı ve çirkin tezahüratlarla bizim takımı korkutup baskı yapmaya çalıştılar. Aynı hareketleri maçtan sonra da takım otobüsü hareket ederken yaptılar. Allah aşkına, bu terbiyesizliğe kimse niye müdahale etmedi? Şahsen ben anlamış değilim.
Ne oldu size? Urfaspor da bu ülkenin bir takımı değil mi?
Bu kadar öfkeye, nefrete ve şiddete gerek var mı?
Spor demek barış demek!
Spor demek kardeşlik demek!
Spor demek coşku demektir.
Biz toplum olarak, hiçbir şeyi becermediğimiz gibi, sporun bir dostluk olduğunu ve bu dostluğun pekişmesi için oynandığını ne öğrenebildik ne de öğrenmeye niyetimiz var.
Tüm Iğdır halkına mal etmek istemiyorum ama yapanları ve destek verenleri de nefret ve esefle kınıyorum!
Hoş kalın, hoşluk içinde kalın.
Herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum, sporsever okurlarım!