Kıymetli Okurlarımız,
Ben onu bunu bilmem.
Ama söz konusu Şanlıurfa olduğunda, herkesin bir adım geri çekilip düşünmesi gerekir. Çünkü bu şehir, sıradan bir şehir değildir. Tarihiyle, kültürüyle, medeniyetlere beşiklik eden geçmişiyle, kendine has dokusuyla bir cevherdir. Ve bu cevheri parlatmak da hepimizin boynunun borcudur.
Bugün Şanlıurfa’da bir emek, bir gayret, bir çaba varsa — kimden gelirse gelsin, hangi siyasi görüşten, hangi kurumdan olursa olsun — menfaat gözetmeksizin bu çabanın arkasında durmak gerekir. Çünkü mesele kişisel değil, meselemiz memlekettir.
Artık bazı alışkanlıkları geride bırakmanın zamanı geldi. “Antep böyle yaptı”, “Konya şöyle başardı”, “Ankara örnek alındı” gibi cümlelerle kendimizi kıyaslamaktan vazgeçmeliyiz. Evet, o şehirler güzel işler yaptı, örnek projelere imza attılar.
Ama artık dönüp kendi kapımızın önüne bakmalıyız:
Bugün Şanlıurfa nerede duruyor?
Neyi yapabildi?
Neyi başaramadı?
Hangi fırsatları kaçırdı, hangi yanlışlardan ders aldı?
Elbette geçmişi sorgulamak gerekir. Ancak bunu kişisel hesaplaşmalara, kutuplaştırıcı söylemlere, kuru gürültülere dönüştürmenin kimseye bir faydası yok. Urfa’nın tabiriyle söyleyeyim: “Yelahçılık” devri kapansın artık. Çünkü bu şehir daha iyisini hak ediyor. Ve bunu başarmanın tek yolu var: Herkesin elini taşın altına koyması.
Sivil toplum kuruluşlarından medya temsilcilerine, esnafından akademisyenine, gencinden yaşlısına kadar herkesin ortak bir hedefte buluşması gerekiyor: Daha yaşanabilir, daha gelişmiş, daha güçlü bir Şanlıurfa.
Bu saatten sonra kim ne dedi, kim kimin adamıydı, kim neyi yazdı, kimin kalemi kime çalışıyor gibi dedikodularla vakit harcayamayız. Vakit, “hasutluğu” bırakma vaktidir.
Şimdi dayanışma vaktidir.
Birbirimize sahip çıkma, destek verme vaktidir.
Desteklenecek bir proje mi var?
Buyurun, çıkın konuşun.
Destek verilmesi gereken bir fikir mi var?
Gerekirse meydanlarda dile getirin.
Ama artık susup beklemenin, köşeye çekilip seyirci kalmanın kimseye bir faydası yok. Çünkü bu şehirde kaybedilen her fırsat, hepimizin kaybıdır.
Unutmayalım: Şanlıurfa, tarihiyle övünen bir şehir olmanın ötesine geçip, geleceğini inşa eden bir şehir olmalı.
Ve bu geleceği de ancak birlik içinde, omuz omuza vererek kurabiliriz.
Varsa bir eksiğimiz, birlikte kapatalım.
Vakıfsa, yardımseverlikse, çalışkanlıksa — bunlar bizim ruhumuzda var zaten.
Gelin, bu ruhu şimdi birlikte ayağa kaldıralım.
Çünkü söz konusu Şanlıurfa ise… gerisi gerçekten teferruattır.
Vesselam.












