Mobil teknolojide köklü bir değişim yaşanıyor: Geleneksel SIM kartlar yerini hızla eSIM teknolojisine bırakıyor. Artık akıllı telefonlarda kart yuvası arama devri kapanıyor.
ABD'de piyasaya çıkan Google Pixel 10 serisi, yalnızca eSIM desteğiyle satışa sunuldu. Apple da benzer bir adım atarak, yeni ultra ince modeli iPhone Air’i tüm dünyada, Çin dahil, yalnızca eSIM ile çalışan ilk iPhone olarak tanıttı. Şirket, iPhone 17 serisiyle birlikte daha fazla ülkede fiziksel SIM kart desteğini kaldırmaya hazırlanıyor.
Ancak teknoloji devleri bu geçişi kademeli sürdürüyor. Apple hâlâ bazı modellerinde SIM kart yuvası sunarken; Samsung ve Google gibi markalar, eSIM’i opsiyonel olarak desteklemeye devam ediyor. Pek çok pazarda fiziksel SIM kartlar hala kullanımda.
Milyarlarca Cihaz eSIM’e Geçiyor
CCS Insight’ın verilerine göre, 2024 sonunda dünyada 1,3 milyar eSIM destekli telefon bulunuyordu. Bu sayının 2030 yılında 3,1 milyara ulaşması bekleniyor. Giderek yaygınlaşan bu teknoloji, sadece kullanım kolaylığıyla değil, sunduğu güvenlik avantajlarıyla da dikkat çekiyor.
eSIM’in Öne Çıkan Avantajları
Fiziksel karta ihtiyaç duymadan telefon içine gömülü çalışıyor.
Yurtdışında kolayca hat ekleme imkânı sunuyor.
Operatör değişimi daha hızlı ve zahmetsiz hale geliyor.
Bir cihazda sekiz farklı hat saklanabiliyor, aynı anda iki hat aktif edilebiliyor.
Gelişmiş şifreleme altyapısıyla daha güvenli bir iletişim sağlıyor.
Türkiye’de eSIM Süreci Ne Durumda?
Türkiye’de de eSIM teknolojisi giderek daha fazla gündeme geliyor. Ancak geçtiğimiz dönemde BTK’nın bazı yabancı eSIM sağlayıcılarına erişim engeli getirmesi, bu teknolojinin yerel pazarda nasıl şekilleneceğine dair soru işaretleri yaratmıştı. Uzmanlara göre, yerli altyapının güçlendirilmesiyle eSIM kullanımı Türkiye’de de hız kazanabilir.