ŞANLIURFA – Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, sendikadan ayrılan personele yönelik baskı ve ayrımcılık iddiaları kurumun huzurunu temelinden sarsıyor.
Hastanenin Güvenlik amirine, bağlı bulunduğu sendikadan ayrılan personele sistematik mobbing uyguladığı, görev dağılımında ayrımcılık yaptığı ve iş ortamını bilinçli şekilde zehirlediği öne sürülüyor.
Amir Baskı Kuruyor, Müdür Seyrediyor
Personelin iddialarına göre Güvenlik amiri belirli çalışanları sistematik biçimde dışlıyor, “sendika değiştiren” personele cezalandırıcı görevler veriyor, bazılarına psikolojik baskı uyguluyor. Daha da vahimi, tüm bu iddialara rağmen hastanenin Güvenlik Müdürü hiçbir adım atmaması.
“Bir güvenlik amiri personeli sindiriyor, ayrımcılık yapıyor, baskı kuruyor. Müdür ise izliyor. Bu nasıl bir yönetim anlayışı?”
diyen çalışanlar, Kocaoğlu’nun bu düzenin parçası olduğunu öne sürüyor.
Koruma mı, Sessizlik mi? Sendikal Hesaplar Gündemde
Personelin ciddi bir bölümü, Kurum Müdürü ile aynı sendikaya yakın olan Güvenlik Amirini özellikle koruduğunu savunuyor. Bu da kurumda sendikal çıkar ilişkileri ve güç dengeleri üzerinden bir yönetim yapısı kurulduğu iddialarını güçlendiriyor.
Aile Çiftliği Gibi: Eşi de Hastanede Yönetici
İddiaları daha da çarpıcı hale getiren unsur ise Güvenlik amiri'nin eşinin de aynı hastanede yönetici pozisyonda olması. Başhemşire yardımcısı olarak görev yapan eşinin konumu, personel arasında "aile içi kadrolaşma" tepkisine yol açıyor.
“Bu hastane kamu kurumu mu, aile çiftliği mi?”
diye soran çalışanlar, yıllardır aynı kişilerin yönetime yön verdiğini, şikayetlerin hep aynı kişilere çarptığını belirtiyor.
Korku Hâkim, Personel Susturulmuş
Kurumdaki birçok çalışanın konuşmaktan korktuğu, ses çıkaranların dışlandığı, sendikal tercihler nedeniyle personele yönelik sindirme politikası izlendiği iddia ediliyor.
“Nefes alamıyoruz. İşimizi yapmak istiyoruz ama üzerimizde sürekli bir baskı var,”
diyen personel, yaşananların artık sadece sendikal bir mesele değil, doğrudan kamu hizmetini tehdit eden bir yönetim krizine dönüştüğünü ifade ediyor.
Başhekimlik Sessiz, Bakanlık Göreve Çağrılıyor
Tüm bu iddialar karşısında başhekimlik ve hastane yönetimi sessizliğini korurken, çalışanlar sağlık Bakanlığı’nı ve ilgili denetim mercilerini göreve çağırıyor:
“Bu kurum kimsenin özel mülkü değil! Mobbing düzenine kim dur diyecek? Bu düzen kamu vicdanını yaralıyor, kamu hizmetini çökertiyor.”