• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • SPOR 3. SAYFA BİYOGRAFİ Dini GÜNCEL KÜLTÜR SANAT OTOMOBİL
  • Ara
SON DAKİKA:
00:40
DUMFED Başkanı Halit Toprak: Gençliği Baba Bilinci Kurtarır!
00:30
İş İnsanı Koçbaba’dan Vefa ve Dua Dolu Kutlama: “Rabbim Bizi Hayırlı Babalardan Eylesin”
00:20
Başkan Serhat Karadağ: “Babalar, Toplumun ve Ailenin Güç Kaynağıdır!”
00:00
Başkan Ahmet Tekkardeş: “Babalar, Milli Görüşün Temel Direkleridir”
Video Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Haberler
  2. Dini
  3. Eğitimci & Yazar Yıldız:"Cumanız Mübarek Olsun"
Dini
Yayınlanma: 09 Haziran 2023 - 11:42

Eğitimci & Yazar Yıldız:"Cumanız Mübarek Olsun"

Gerçek Urfa Haber Ajansı Köşe Yazarı ve Eğitimci Hasan Yıldız bu haftadaki konusu "En’am suresi ve İki ecel ayeti" yazısını köşesine taşıdı.

Dini
09 Haziran 2023 - 11:42
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Eğitimci & Yazar Yıldız:

En’am suresi ve İki ecel ayeti

هُوَ الَّذٖي خَلَقَكُمْ مِنْ طٖينٍ ثُمَّ قَضٰٓى اَجَلاًؕ وَاَجَلٌ مُسَمًّى عِنْدَهُ ثُمَّ اَنْتُمْ. تَمْتَرُونَ . En'âm Suresi – 2. ayet

Sizi (özel) bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanını (ecel) takdir eden ancak O’dur. O’nun katında bir ecel daha vardır. Siz hâlâ şüphe ediyorsunuz.

Varlığının başlangıcından sonuna kadar insanın da yüce Allah’ın yaratma, takdir ve tasarrufunda bulunduğu ifade edilmek üzere “Sizi bir çamurdan yaratan O’dur” buyurulduktan sonra iki ayrı “ecel”den söz edilmektedir.

Müfessirler insanın “çamurdan” yaratılmasına iki değişik yorum getirmişlerdir:

a) Bütün insanların atası olan Hz. Âdem çamurdan yani topraktan yaratıldığına göre onun soyu da esas itibariyle topraktan gelmektedir.

b) Her insanın oluşumu, alınan besinler yoluyla toprağa dayanır. Çünkü hayatın temel ögesi olan kan besinlerden, besinler de doğrudan veya dolaylı yollarla topraktan gelmektedir.

İnsanın yaratılmasına dikkat çekilmesinin sebebi, ba‘si (yeniden dirilme) inkâr eden müşriklere, insanı topraktan yaratan yüce kudretin onu ölümünden sonra tekrar döndüğü bu aslî varlığından yeniden yaratmaya da muktedir olduğunu bildirmektir. Âyetin diğer bir önemli yönü de topraktan canlıların en mükemmeli olan insanın yaratılmasındaki hârikulâde olaya işaret edilmesidir. Arz yaratıldığı zaman üzerinde “hayat”tan eser yoktu. Yok kendi kendini var edemez. Toprakta canı var eden ve onu “insan” yapan; insanda ruhu, aklı, irfanı yaratan yüce Allah’tır. Çünkü gelişmenin her safhasında O alîm, hakîm ve rahîm olan Allah’ın yaratma fiili bulunmaktadır. Bu sebeple yoktan varlığın, basitten bileşiğin, cansızdan canlının, şuursuz tabiattan zekânın kendiliğinden ortaya çıktığına inanmaktan daha bâtıl bir inanç olamaz.

Gerek bu gerek diğer ilgili âyetlerde Allah’ın varlığını ve birliğini, eşsiz kudret ve hikmetli yaratışını ispatlamak için insanın yaratılışına dikkat çekilmesi son derece önemlidir. Zira bütün evrenin bilebildiğimiz en büyük olayı hayatın ortaya çıkışıdır. Bütün varlıklar içinde akıl sahibi tek canlı insan olduğu için o, evrenin göz bebeğidir. Eğer bilim kâinatta dünyadakinden başka bir canlı ve akıllı varlık keşfederse, hiç kuşkusuz ki bu, bütün keşiflerin en muhteşemi olacaktır. Halen bilinen gezegenlerin hiçbirinde canlı ve akıllı varlığa rastlanmadığı için dünyamız değerini ve eşsizliğini korumaktadır. Bu değer, canlılardan özellikle de insandan gelmektedir. Fakat bu canlılar ve insan nasıl oluştu? Neden dünyaya en yakın olan ve –Kur’an-ı Kerîm’de de işaret buyurulduğu gibi (Enbiyâ 21/30)– bir zamanlar dünyamızla bitişikken sonradan ayrılan diğer semavî kürelerde hayat yok da dünyada var? Bunlara verilebilecek her ilmî cevap yeni sorularla karşılaşır. İlletsiz hiçbir hadise meydana gelemeyeceğine göre, kendi kendine üreme, oluşma (spontanée) imkânsız bulunduğuna göre yaratılış illetinin, tabiatın dışında ve üstünde bir güç olması gerektiği, yine yaratılış eşsiz bir düzen ve anlam taşıdığına göre onu yaratanın da mükemmel, sonsuz, ilim ve hikmet sahibi olması gerektiği, mutlak bir gerçektir ve bütün yaratılmışlar, özellikle de hayat, akıl ve zekâ sahibi insanın varlığı, her bir insanın baştan sona yaratılışı, gelişmesi bunun en kesin ve açık delilidir. Diğer canlılar gibi insan da çamurdan, yani topraktan meydana gelmiştir. Bunun nasıl olduğunu, hangi gücün tesiriyle meydana geldiğini deneysel olarak bilemiyorsak da kutsal kitabımız bunun hakiki fâilini, yapıp yaratanını bize bildirmekte; aklımız da bâtıllardan arındığında bu gerçeği açık seçik kavrayabilmektedir.

Âyette iki defa zikredilen ecel kelimesi sözlükte “bir sürenin sonu” anlamına gelir. Âyetteki iki ecelden nelerin kastedildiği hususunda müfessirler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bunlardan bazıları şöyledir:

a) İlk ecel ölüm vakti, ikinci ecel kıyamet vakti.

b) İlk ecel yaratılışla ölüm arası, ikinci ecel ölümle ba‘s arasındaki süre (berzah) veya bu sürenin sonu.

c) İlk ecel ömrünün süresi kesin olanların ve bu sürenin sonunda ölenlerin eceli, ikinci ecel sıla-i rahim (akraba ziyaretleri), sadaka gibi bazı hayırlı işler yaptıkları için ömürleri uzatılacak olanların eceli.

d) İlk ecel insanın normal olarak yaşayıp ömrünün dolmasıyla hayatının sona ermesi (tabii ecel), ikincisi vücut fonksiyonlarının tamamı henüz sağlıklı ve yaşamaya elverişli iken boğulma, yangın gibi kazalar ve dış sebeplerle hayatın son bulması (ihtiramî ecel).

Fahreddin er-Râzî’nin filozoflara nisbet ettiği (XII, 153-154) bu son görüş, M. Hamdi Yazır’ın da belirttiği gibi, sağlığa önem vermeyi, gerektiğinde tedavi olmayı, tehlikelerden korunmayı öngörmesi açısından yararlı olmakla birlikte, buradan, bir insanın ölümüyle ilgili iki farklı ecel bulunduğu sonucunu çıkarmak doğru değildir. Olsa olsa bir insanın, ya tabii veya ihtiramî olmak üzere bir tek ecelinin olduğu söylenebilir. Bunlardan hangisi vuku bulmuşsa Allah’ın takdir ettiği ecel odur; dolayısıyla diğerinin vuku bulması imkânsızdır.

Zemahşerî (II, 3), yukarıda sıralanan ecelle ilgili görüşlerden ilkini; Şevkânî (II, 114), İbn Âşûr (IV, 130-131), M. Hamdi Yazır (III, 1874-1877) gibi bazı müfessirler de ikincisini tercih etmişlerdir. İbn Âşûr, bunun gerekçesini âyette, ikinci ecelle ilgili olarak, bu ecelin “Allah katında belirlenmiş” olduğu, yani insanlar tarafından bilinemeyeceği şeklindeki kayda dayandırır. Buna göre ilk ecel her bir insanın ömrüdür; çünkü kişi öldüğünde insanlar onun ne kadar süre yaşadığını bilirler. İkinci ecel, yani insanların ölümüyle ba‘s arasında geçen sürenin miktarını ne dünyada ne de kıyamet gününde Allah’tan başka kim bilebilir?

Âyetin sonunda “Siz hâlâ şüphe ediyorsunuz” ifadesiyle müşriklere hitap edilmiştir. Çünkü bu ifadede bir tenkit ve tehdit vardır; müminler âyetlerde bildirilen gerçeklere inandıklarından, burada onların kastedildiği düşünülemez.

Burada insanın yaratılışının semâvat ve arzın yaratılışıyla ilgili ifadelerden sonra zikredilmesi, önce –İslâm düşünürlerinin deyimiyle– “büyük âlem”in, ardından da “küçük âlem”in yaratıldığını belirtmek içindir. Bu şekilde insanın yaratılışına dikkat çekilmesinin sebebi, kâfirlerin ba‘si inkâr etmeleri, dolayısıyla onları, müşahede ettikleri, bildikleri bu gerçeği göz önüne alarak ba‘sin mümkün olduğunu düşünmeye davet etmektir. İbn Âşûr, ilk yaratılışa inanan müşriklerin ikinci yaratılışa da (ba‘s) inanmalarının aklen gerekli olduğuna şu şekilde dikkat çeker: Âyette insanların “çamurdan” yaratıldığı özellikle belirtilerek “İnsan toprak olduktan sonra tekrar insan olarak yaratılması imkânsızdır” şeklinde ileri sürdükleri delil çürütülmek istenmiştir. Zira müşrikler insanın öldükten sonra toprağa düştüğünü kabul ediyorlar; ayrıca topraktan yaratıldığını da benimsiyorlar; şu halde ikinci defa yine topraktan yaratılması neden imkânsız olsun?

Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 371-374

09.06.2023 Şanlıurfa

 Hasan YILDIZ (Eşref AZİZOĞLU)

 Eğitimci Yazar

# cuma# enam-suresi# iki-ecel-ayeti# kose-yazisi# kutsal-mendil# sanliurfa# urfa# yazar-hasan-yildiz
İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Valiliği, 2025 Kurban Bayramı Programını Duyurdu
Şanlıurfa Valiliği, 2025 Kurban Bayramı Programını Duyurdu
HRÜ İlahiyat Fakültesi’nde Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması
HRÜ İlahiyat Fakültesi’nde Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması
Oruç Bozmak Günah mı? Kefaretini Nasıl Ödemelisiniz?
Oruç Bozmak Günah mı? Kefaretini Nasıl Ödemelisiniz?
2025 Ramazan Ayı İçin Geri Sayım! Sahura 7 Gün Kaldı
2025 Ramazan Ayı İçin Geri Sayım! Sahura 7 Gün Kaldı
Son Haberler
DUMFED Başkanı Halit Toprak: Gençliği Baba Bilinci Kurtarır!
DUMFED Başkanı Halit Toprak: Gençliği Baba Bilinci Kurtarır!
İş İnsanı Koçbaba’dan Vefa ve Dua Dolu Kutlama: “Rabbim Bizi Hayırlı Babalardan Eylesin”
İş İnsanı Koçbaba’dan Vefa ve Dua Dolu Kutlama: “Rabbim Bizi...
Başkan Serhat Karadağ: “Babalar, Toplumun ve Ailenin Güç Kaynağıdır!”
Başkan Serhat Karadağ: “Babalar, Toplumun ve Ailenin Güç Kaynağıdır!”
Başkan Ahmet Tekkardeş: “Babalar, Milli Görüşün Temel Direkleridir”
Başkan Ahmet Tekkardeş: “Babalar, Milli Görüşün Temel Direkleridir”
Şanlıurfa Isıtmacılar Dernek Başkanı Ramazan Kaya’dan Babalar Günü Mesajı
Şanlıurfa Isıtmacılar Dernek Başkanı Ramazan Kaya’dan Babalar...
Urfa Suriye Görev Gücü Başkanı belirlendi
Urfa Suriye Görev Gücü Başkanı belirlendi

Ana Sayfa
GÜNDEM
DÜNYA
EĞİTİM
SİYASET
EKONOMİ
SAĞLIK
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
SPOR
3. SAYFA
BİYOGRAFİ
Dini
GÜNCEL
KÜLTÜR SANAT
OTOMOBİL
Köşe Yazarları
Video Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • GÜNCEL
  • GÜNDEM
  • SAĞLIK
  • SİYASET
  • SPOR
  • TEKNOLOJİ
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.